23 Aralık 2012 Pazar

Korkakla Gereksiz Röportaj



-Yalan yanlış hikayelerden bir hikaye-

Ah, evet, teşekkür ederim. (gülüşmeler)
Hiçbir iddiam yok. Ben yazar değilim, yalnızca yazarım.
Severim bile diyemem çünkü onun getirdiklerinden korkarım. Kedi diye bir şey var ama kedi de sevmem. Kedi seversem belki bütün kedileri üzerime atarlar. Bizim evde kediler yaşar derim, kedilerim var diyemem çünkü hiçbir şeyim yok benim.
Yazar değilim ama çeviririm, çevirmen değilim ama yanlış olmasın. Birçok kitap çevirdim, salonda.
Salonda çalışırım. Salonumdaki bir kitaplığın tamamı sözlük doludur ama kelime bilirim diyemem. Bilmek istedim mi açar bakarım.
Kahve içerim, sütsüz, şekersiz. Neskafe içmem, türk kahvesi içmem. Çalışırken su içerim, kediler gelip ekranın önüne kıçlarını dayadıkları zaman onlara kızmam. Kedilere kızılmaz. Onlar gidene kadar sabırla beklerim, sözlüklerin tekine elimi atar sayfaları kurcalarım.
Çeviri yaparken müzik dinlerim, dinlediğim müzikten özür dilerim çünkü ona kulak vermem aslında. Onu bir zamanlar evimdeki salonda gitarıyla oturan sevgilimin yerine koyarım.
Sevgilim, bordo renkli deri koltuğun üzerine bacaklarında battaniyesiyle oturur, gitarını çalardı. Ağzında sigarası yanardı. Masada çay bardağı dururdu. Mor renkli gözlükleri vardı. Yeşil gözleri, mor gözlükleri, sarı-beyaz saçları. Saçları güzel yaşlanmıştı. Bir de gitarı vardı işte.
O da gitaristim ben demezdi. Yazardı ama yazarım demezdi. Kendi yazdıklarından korkardı.
Biz de sevgiliydik ama sevgiliyiz diyemedik.
Ben onun yazdıklarını çevirirdim, o benim çevirilerimi okumazdı. Okuyamazdı ama beğenirdi.
Öyle böyle derken, geçti zaman, ben hala bilgisayarın başındayım, elim klavyede. Kedilerin kıçları ekranda. O benim koltuğumdan kalktı gitti, kim bilir nerelerde…
Geçen gün yayınevi onun yeni kitabını bana vermek istedi çevirmem için. Reddettim.
O beğenmedikçe neden çevireyim?
Değil mi?
(gülüşmeler) 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder