28 Ocak 2010 Perşembe

Eğilen Ağaç

Bu şiiri yarışma için yazmıştım. Yarışmak için değil ama, sadece yazdım.

Dalları,

Dalları sarkıyordu yerin merkezine doğru ağacın,

Bilemiyordum neler yetiştirmiş dallarında

Birden sustum, heybetini görerek

Sanki karşımda bir gazi duruyordu,

Ağır dalları vardı

Kendisi dolu dalları.


Uzaktan kestiremiyordum dünyaya neler verdiğini

Fakat, sanki dünya ona bir şeyler vermişti.

Gözleri vardı sanki ağacın

Dedemi görmüş,

Babamı sallamıştı kucağında.

Beni çağırıyor gibiydi yakınına,

Ben, birden sustum.

Heybetini görerek, sanki bir gaziydi karşımdaki

Mahcubiyetten değil, verimdendi yerlere eğilmesi.


Dalları,

Dalları sarkıyordu yerin merkezine doğru ağacın

Tüm ölüleri kucaklıyor gibiydi toprakta,

Upuzun kalın kollarıyla

Fakat bir o kadar tezattı gövdesi gökyüzüne,

Hayat dolu, çocuk ve kuş dolu.

Renkli bir balon gibi,

Ve o kadar , kırmızı, aykırı bulutlara bakıyordu.

Bu ağaçtı evet, bu ağaç,

Dedemi görmüştü ben daha yokken,

Babam yokken daha dedemi görmüştü.

Dedem tütün sarmıştı gölgesinde,

Ufaktı o zaman, dokunamadığım ellerine dokunmuştu.

Büyüdü, büyüdü ölene kadar sürer gibi ergenliği,

Sonra, babamı sevdi.

Uyuttu onu

Beni uyuttuğu gibi babamın.

Göklere aldı onu bulutlara çıkardı,

Belki ninemin yüreğini hoplattılar

Babam ve ağaç

İkisi.

Ama işte şimdi karşımdaydı.

Nice dizelerden,

Anı kırıntılarından tanıdım onu;

Oydu işte!

Dalları yerin merkezine doğru…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder