
İnsanlık, bütün insanların gözü önünde, açlar sokakta yatarken, açlar dilenirken, çocuklar soğuktan donarak mendil satarken, hayvanlara tecavüz edilirken, yaşlılar dövülürken, çocuklar adaletsizce çalıştırılırken, anneler bebeklerini sokağa attığında, babalar evlerinin yolunu bulamadığında, gençler dinlemeden konuştuğunda, genç kızlar para için vücutlarını sattığında, bir insan derisinin rengi yüzünden öldürülürken, aniden toprağa düşen bir atom bombasıyla kavrulan bitkilerin şahitliğinde ölmüştür. İçi kurşun dolu bir silahın önünde, elleri yara bere içinde, dudakları kan, gözleri donuk buz parçası, ağzından tek bir kelime çıkartamadan katletmiştir kendini. Yıllar önce bu acı vefat başlamıştır. Devam etmektedir. Biz insanların gözleri önünde. Bizler hâlâ inkâr etmekte olsak da, Sait Faik gibi bu sürece farklı anlamlar yüklemeye çalışsak da, gerçekler ince kum tanelerini suratımıza çarparak geçip gitmekte. Bu rüzgâr leş kokulu. Bu rüzgâr kanla, kavgayla, hırsla, ahlâksızlıkla beslenip insan doğduğundan beri inceden başlamış esmeye.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder