tık tık

Tık
Tık tık tık.
.
?
Yokla. Yokla.
Sert.
Ağaç.

Tık. Tık. Tık…tık…..tık……
Kaldırım bitti.
Tık tık.
Kadın geçti.
Parfümü kondu. Saçları uçtu yanımdan, ışıklı saçları vurdu yüzüme.
Tık tık beni korudu,
Tık tık onu benden korudu, çarpmadım.

Tık
Tık. Beyaz tık tıkım.
Kırmızı şeritli arkadaşım.
Metal gövdeli arkadaşım.

Tık tıkımı sürdüm kaldırımda.
O olmasa sürünürdüm.
O olmasa ellerimi toza bulardım, çamurlara basardım,
Sizlere çarpardım,
Sizler beni sevmezdiniz
Sizler beni iterdiniz
“Yavaş ol! Kör müsün!” derdiniz
Ben "evet" derdim.
Sonra siz susardınız.
Sonra ben sizi utandırdığım için üzülürdüm.
Sonra ben sizin için üzülürdüm.
Kesmeyen bıçaklarımdan yaşlar akardı
Kıpkızıl
Masmavi kör bıçak olurdum.
Gözlerimin mavisi bulanırdı,
Gözlüğümün arkasından sisler uzanırdı,
Sonra ben kendim için üzülürdüm.
Bu ellerimi kaşlarımın altına atardım
Yuvarlaklarımı yoklardım
Parmak uçlarımdaki gözler açılırdı, onlar ağlardı.
Yusyuvarlak gözlerimi söküp atmak isterdim
Tık tık olmasaydı;
Gözlerim de olmazdı.
Mavi gözleri söküp atardım ben
Bu içime akıp gideni keserdim,
Önünü alırdım
Ona tükürürdüm, ayağımla ezerdim onu
Topraklara iterdim
Topraklara gömerdim
Sonra gider kendimi bir yere yatırırdım
Üzerime bulutları yığardım
Ölürdüm.
Kulaklarımı tık tıklara kapardım.
Kulaklarımı sizin suskunluklarınıza tıkardım.
Tık tıkım olmasaydı.
Beyaz,
Kırmızı şeritli
Metal arkadaşım.