Tek istediğim bu
güneşli Pazar gününde seninle birlikte yürümekti.
Eşliğindi yani.
Ben bu isteğimle boğuşurken bir
adam “kardeşlik» yazan camda aksine bakıp saçlarını düzeltti.
Kendime bir kahve
ısmarlamaya karar verdim.
Ben kahvemi
içerken, bir adam gazetede kendisiyle ilgili yazılanları gururla okumaktaydı.
Herkesin fotoğraf
çekmek için durduğu sokaktan beyaz kuleyi gözledim, çiçekli balkonların
arasında, yaz kış demeden şehrin sembolü olmaktan hiç bıkmamıştı.
O bıkmazken,
yerli yerinde dururken, bir baba kızını kollarından tutup lunaparktaki
balerinler gibi döndürmeye başladı.
Çocuk kahkahalara
boğulurken yaşlı bir çingene asık suratıyla beyaz at arabasını sahil kenarında
sürmekteydi.
İnsanlar güneş
batana dek yürümekte kararlıydılar, çünkü bugün bir hediyeydi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder